Kedinizin avlanmasına hiç şahit oldunuz mu? Veya ağzında tuttuğu kemirgeni eve getirerek kendi çapında size sunmasına? Kediler, küçük avlar peşinde olmayı severler ve genellikle yakaladıkları avları eve getirirler. Bu avlarını bazen yerler bazen ise bizlere hediye amaçlı bırakırlar. Bu sürpriz bizler için her ne kadar tatsız olsa da kedilerin doğasında bulunan normal bir davranıştır. Fakat bu davranış normal olsa dahi kemirgenlerin, kendilerini avlayan kediler için tehlike yaratabileceğini unutmamalıyız.
İçindekiler
Kediler geçmişten bu yana avcılık içgüdüsü ile doğarlar ve doğadaki küçük avlar sayesinde hayatta kalırlar. Onlar; gizli, çevik ve kesin duyulara sahip canlılardır. Üstelik evrimleşmelerine rağmen, çoğu kedinin halen güçlü bir av güdüsü ve içgüdüsel olarak avlanma arzusu mevcuttur. Mesela pencerede bir kuş, havada bir sinek gördüklerinde bıyıklarını titreterek garip sesler çıkarmaları ve o canlıya odaklanmaları çoğumuza sempatik gelir. Esasen bu noktada, keskin avlanma içgüdüleri rol oynar.
Kediler günümüzde genellikle zevk amaçlı avlanırlar. Kedinizin eve getirdiği av ile oyun oynadığını, onu hırpaladığını ama asla yemediğini görmeniz mümkündür. Bazı oyuncaklar ve oyunlar, kedinizin avlanma ihtiyaçlarını karşılayabilir. Üstelik canlı bir ava da gerek yoktur. Fakat şunu da belirtmeliyiz ki bir kedi ne kadar iyi beslenirse beslensin, bir avla karşılaştığı zaman onu takip edecek ve yakalamak için elinden geleni yapacaktır.
Tarihten bu yana insan türü, kedileri kemirgenlere, böceklere vs. karşı bir silah olarak kullandı. Kediler, bu gibi canlıları önleyebilse de kedi evlat edinmenizin ana sebebi kesinlikle bu olmamalıdır. Kediler güvenli ve rahat bir yaşam alanına ihtiyaç duyan derin canlılardır. Bu nedenle amacınız, ona istikrarlı ve güvenli bir yaşam sunmak olmalıdır.
Kemirgenler, özellikle fareler ve sıçanlar; virüs, bakteri, parazit hatta toksin taşıyabilir. Kedinizin taşıyıcı bir kemirgen ile içli dışlı olması ise hem kedi dostunuzu hem de sizi olumsuz etkiler.
Toksoplazma, kedilerde en sık karşılaşılan paraziter hastalıklardan biridir. Enfeksiyon etkeni toxoplasma gondii adlı parazittir.
Kediler, toksoplazma taşıyan fare, sıçan gibi ufak hayvanları avlayarak yiyerek, enfekte bir kedi dışkısı ile temas ederek veya hamile bir kedinin toksoplazma ile aynı anda enfekte olmasıyla yavrularına plasenta yoluyla bulaşması şeklinde bu parazite yakalanabilirler. Etken, vücuda alındıktan sonra 3 ile 20 gün boyunca dışkı ile dış ortama yayılır. Parazitin, yaşam döngüsünü tamamlayabilmesi için kediye ihtiyaç duyar. Bu nedenle kediler, toxoplasma gondii için ideal bir konaktır. Bunun haricinde toxoplazma paraziti uzun süre canlı kalabilir. Özellikle sularda, toprakta, sebze ve meyvelerde aylarca hayatta kalır ve bu yolla yayılır.
Toksoplazma ile enfekte olan orta yaşlı sağlıklı kediler genellikle belirti göstermezler. İmmun sistemi baskılayıcı viral hastalıkları olan kedilerde veya yavru kedilerde belirtiler görülebilir. Bu belirtiler; ateş, ishal, iştahsızlık, halsizlik, öksürük, nefes almada zorluk, sarılık, nöbet geçirme olabilir. Hastalık bazen ölüme kadar götürebilmektedir.
Toksoplazma enfeksiyonu insan dahil pek çok hayvan türünü etkiler. Dış ortama bırakılan parazit yumurtası, yayıldıktan sonraki 24 saat ile 5 gün içerisinde insanlar için tehlike oluşturur.
İnsanların toksoplasma ile enfekte olmasının pek çok yolu vardır.
Bu saydığımız maddelerin haricinde, anneden bebeğe de bulaş mümkündür. Gebelik sırasında annenin enfekte olması, bebeğin doğrudan enfeksiyon kapmasına yol açacaktır. Ayrıca belirtmeliyiz ki toksoplazma, gebe veya bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler için oldukça tehlikeli komplikasyonlara neden olur.
Unutulmaması gereken bir başka nokta ise insanların toksoplazmayla enfekte olmasının en yaygın yolu az pişmiş et yemek veya çiğ etle uğraşmaktır. Kediler düşünüldüğü kadar büyük bir risk oluşturmamaktadır.
İnsanlarda toksoplazma semptomları genellikle ateş, baş ağrısı, uyuşukluk ve kas ağrısıdır. Fakat herhangi bir belirti görülmemesi de mümkündür. Gebe ve bağışıklık sistemi baskılanan bireylerde ise (ör: AIDS veya kanser hastaları) daha önce de bahsettiğimiz gibi çok ciddi semptomlara yol açabilir.
Evet mümkündür. Sağlıklı insanlarda çoğu zaman tedavi gerekmezken, hamilelik sırasında enfekte olan bir anne adayı ve bebek gözlem altında tutularak tedavi edilmelidir.
Toksoplazma, kedinizden vazgeçmek için kesinlikle bir sebep değildir. Kediniz hastalığı taşısa bile onun tüylerine dokunarak paraziti kapmazsınız. Kedinizi dışarı yollamayarak, çiğ beslemeyerek ve kedi mamalarına bağlı kalarak enfeksiyon riskini ortadan kaldırmış olursunuz. Hamile kalmayı düşünüyorsanız veya bağışıklık sisteminiz düşükse söz konusu önlemleri uygulayarak hem kedi dostunuzu hem de kendinizi korumuş olursunuz. Bu konuda bir şüpheniz varsa mutlaka bir veteriner hekim ve beşeri hekim yardımı almalısınız.
Pek çok kemirgen,yuvarlak solucanlar veya sestodlar gibi yaygın bağırsak parazitleri ile enfekte olur. Bağırsak parazitleri kedinizde genellikle ishal, kusma ve kilo kaybına neden olur.
Kedilerde gelişen solucan tipi bağırsak parazitleri, yumurtalarını kedilerin dışkısına bırakırlar. Dışkı ile atılan yumurta hem etrafa yayılır hem de kedilerin tüyleri arasına girer. Bunun sonucunda parazitler, enfekte bir kedi ile temas eden birine çeşitli yollardan yayılarak enfeksiyona yol açar.
Kedinizin dışarı çıkma alışkanlığı varsa rutin testler önerilir. Veteriner hekiminiz, kedinizdeki paraziti temizlemek için ilaç uygulaması önerebilir. İç dış parazit ilaçları her dozda kedinizi parazitlerden arındıracaktır. Ayrıca parazit koruyucu ilaçlar, evden çıkmayan kediler için de aksatılmadan uygulanmalıdır.
Leptospirosis; leptospira adlı etkenin vücuda alınması ile böbrek, karaciğer, dalak, göz ve genital organlarda çoğalarak hasara neden olan bir hastalıktır. Köpeklere, insanlara ve diğer memelilere nispeten kedilerde nadir görülür. Leptospira etkeni, taşıyıcı canlının idrarında bulunur ve bulaş idrar yoluyla gerçekleşir. Etken normal çevre koşullarında ve durgun bir suda aylarca hayatta kalır. Tedavisi antibiyotiklerle ve destekleyici bakım ile mümkün olabilmektedir
Hantavirüs kemirgenler aracılığı ile yayılan bir virüs familyasıdır. Kedilere bulaşsa da semptoma neden olmaz. Bu sebeple virüs onlar için tehlike teşkil etmez.
Hantavirüs kemirgenler aracılığı ile insanlara bulaşır fakat kediler hantavirüsü insanlara bulaştırmaz.
Rodentisitler fare, sıçan gibi kemirgenleri öldürmek için kullanılan ürünlerdir. Bu ürünler her canlı için çok zehirlidir. Kediler, evin çevresine veya bahçesine konmuş bir fare zehrini yiyebilir ya da zehri yutan bir kemirgeni yiyerek zehre maruz kalırlar. Neyse ki zehir gibi ölümcül yöntemler olmadan da fareleri önlemek mümkündür. Bu minik canlılara zarar vermeden onları doğal yollarla uzaklaştırabilirsiniz. Mesela; evi temiz tutmak, giriş deliklerini tespit etmek, nane yağı ve organik kovucular gibi daha pek çok yöntem…
Rodentisit uyuşukluk, mide- bağırsak sorunları ve nöbet gibi çok ciddi komplikasyonlara yol açar. Kedinizin fare zehrine maruz kaldığını düşünüyorsanız vakit kaybetmeden veteriner hekime başvurmalısınız.
Son olarak, bu risklerin önüne geçmek için atacağınız en sağlıklı adım kedinizi içeride tutmaktır. Kemirgenlerin evinize girebilme ihtimali olsa da dışarıda daha fazla risk mevcuttur.
Yorum & Görüşünüzü Bildirin.
Yorumlar