Kedilerde yumuşak doku kanseri, kedinin vücudunun dışında herhangi bir yerde ortaya çıkabilen ve kötü huylu olabilen tümörlerdir. Derinin altında kaslarda, küçük damarlarda, yağ ve sinirler dahil olmak üzere deri altı bağ dokularında ortaya çıkarlar. Yumuşak doku sarkomları çoğunlukla yavaş büyüme eğiliminde olmasına karşın agresif ve hızlı bir şekilde yayılabileceği durumlar da olabilmektedir.
İçindekiler
Yumuşak doku kanseri (sarkom), köpeklerde veya kedilerde yaygın olarak görülen, özellikle bağ, kas veya sinir dokularında yaygın olarak görülen geniş bir tümör kategorisidir. Bu tümörler, hücre tiplerinin kontrolsüz ve anormal bir şekilde üretiminin sonucudur. Bağ, kas ve sinir dokuları bütün vücudu kapladığından kedinizin göğüs, sırt, bacak, yüz başta olmak üzere her yerinde ortaya çıkabilir.
Yumuşak doku kanseri köpekleri etkileyen kanserlerin yaklaşık %15’ini ve kedileri etkileyenlerin ise %7’sini oluşturur. Tümörün konumuna ve derecesine göre yayılma şekli de değişir. Bu tümörler 1’den 3’e kadar derecelendirilir ve derece ne kadar yüksekse yayılma olasılığı o kadar yüksektir.
Sarkomlar, yayılma potansiyeli nedeniyle kaygı duyulan kanser türüdür ve yerel çevre dokuları istila etme yetenekleri çok yüksektir. Adeta bir ahtapot gibi etrafındaki dokuları, mikroskobik kanserli hücreler ile sararak onların da kontrolden çıkmasına neden olabilir. Bu durum tedavi sürecinin zorlu geçmesine neden olabilir.
Yumuşak doku kanseri köpeklerde daha sık görülmesine karşın kedilerde de hayli fazla karşılaşılan bir kanser oluşumudur. Aşağıda, kedilerde görülen sarkom türleri içinde en yaygın dört tanesini listeledik:
Bu tür kanser oluşumu kedinin vücudunda ve özellikle bacak bölgesinde bir kitle olarak ortaya çıkan kanserli bir büyümedir. Bu sarkom türü özellikle köpeklerde daha yaygın olarak görülür. Fibrosarkom, kedilerde en sık görülen yumuşak doku kanseri türüdür.
Kuduz veya kedi lösemisi gibi bir aşının enjeksiyon bölgesinde gelişen bir türdür. Bunun tedavisi de diğer yumuşak doku kanserleri gibi olsa da diğerlerine göre daha agresif bir şekilde seyretme olasılığı daha yüksektir. Aşı bölgesi sarkomları aşılamadan sonra 4 hafta sonra da 10 yıl sonra da ortaya çıkabilir.
Librosarkomlar bir kedinin yağ dokusundan kaynaklanan tümörlerdir ve kedilerde görülen kanser türleri içinde daha az rastlanır.
Bu tümörler bir sinir kılıfında ortaya çıkar. Bir uzuv veya vücudun herhangi bir yerinde kitleler veya topaklar halinde ortaya çıkar. Nadiren ağrılı olur ve hatta etkilenen uzuvda felç olmasıyla sonuçlanabilir. Tümörün çıkarılabildiği durumlarda kedinin bacağının eski haline dönme ihtimali bulunur.
Kedilerin yumuşak doku kanseri veya başka bir kanser türünü geliştirmesinin nedeni çok basit değildir. Çok az tümör veya kanser türünün bilinen tek bir nedeni bulunur ve diğerleri için birden fazla durumun kansere sebep olduğu düşünülür.
Yumuşak doku kanseri için doğrudan bir neden neden belirtilmemektedir. Çoğu durumda çevresel ve genetik faktörlerin karışımının kansere neden olduğu düşünülmektedir. Yani aile geçmişinde kanser olan bir kedinin kansere yakalanma riskinin daha yüksek olduğu belirtilir. Ya da beslenme, iklimsel şartlar, yaşam alanı gibi çevresel faktörler kedinin kansere yakalanma riskini arttırmaktadır.
Kedilerde lösemi virüsü görüldüğü durumlarda bazen baş ve boyun bölgelerinde yumuşak doku sarkomu geliştiği görülebilmektedir.
Kedilerde yumuşak doku kanserinin belirtileri, tümörün bulunduğu yere ve etkilenen dokuya bağlı olarak değişebilir. Aşağıda kedinizde bu tür bir tümör ortaya çıktığında fark edebileceğiniz bazı belirtileri sıraladık:
Kedinizde bir kitle olması durumunda veterineriniz bunun iyi huylu olup olmadığını (lipom veya kist gibi) ya da sarkom ya da başka bir kanser türü olup olmadığını saptamak isteyecektir. Veteriner bahsettiğimiz bu ihtimallerden hangisinin olduğunu tespit etmek için aşağıdaki yöntemleri kullanabilir:
Yumuşak doku kanseri birçok farklı hücre tipinde ortaya çıksa da hepsi benzer seyir izler ve tedavileri tipik olarak aynıdır. Kanser çok fazla yayılmadıysa veterineriniz size aşağıdaki tedavi seçeneklerinden en uygun olanını uygulamayı önerecektir:
Cerrahi müdahale, sarkomların tedavisi esnasında en sık başvurulan yöntemlerin başında gelir. Veterinerin cerrahi tedavi yöntemini önermesi için tümörün çok fazla yayılmamış olması ve tümör çevresinde geniş sınırların bulunması gerekir. Bu geniş alan bulunuyorsa ya da tümörden etkilenen uzvun kesilmesi gerekiyorsa, vakaların yaklaşık %90’ı geride hastalık belirtisi bırakmayacak şekilde başarılı sonuç verir.
Eğer tümörün çevresi yeteri kadar temiz değilse, yumuşak doku sarkomunun altı ile sekiz ay içinde nüksetme olasılığı vardır. Bu nedenle ameliyat kararının çok doğru bir şekilde verilmesi, öncesindeki incelemelerin iyi bir şekilde gerçekleştirilmesi önemlidir.
Radyasyon tedavisi, kanseri remisyona sokmak için veterineriniz tarafından önerilebilir. Stereotaktik radyasyon (SRS/SRT) adı verilen daha gelişmiş radyasyon tekniği son zamanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu teknik geleneksel radyasyon tedavisine göre daha az ve daha az ciddi yan etkileri olması nedeniyle tercih edilmektedir.
Veteriner hekim, bu tekniği uygularken, yüksek dozda radyasyonu doğrudan ve kitleye iletir. Büyük oranda faydalı olan bu yöntemde tümörlü dokuya zarar verilirken çevresindeki dokuların tümörden korunması sağlanmaktadır.
Kedilerde kanser tedavisi sürecinde en yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri de kemoterapidir. Bu yöntem özellikle daha ağır seyreden agresif türdeki tümörlerin tedavi sürecinde tercih edilir. Tümörün boyutu ve konumuna bağlı olarak henüz cerrahi ya da radyasyon tedavi yöntemleri tercih edilmediği sürece kemoterapi çoğunlukla birincil tedavi yöntemi olarak uygulanmaz. Ameliyat veya radyasyon tedavisinin ardından kemoterapi bir seçenek olarak değerlendirilir.
Kemoterapide damar içi veya ağızdan verilen haplarla tedavi süreci yürütülür. Kemoterapinin radyasyon tedavisiyle birlikte sürdürülmesi, yumuşak doku kanserinin önlenmesi ve nüksetmesini sağlanmasında çok etkilidir. Yumuşak doku kanseri tedavi edilmediği taktirde çoğunlukla yavaş bir şekilde büyümeye devam edecektir ve zamanla kedinizin günlük yaşamını olumsuz etkileyecek kadar büyüyecektir.
Bazı sarkom tiplerinde veterineriniz size, geleneksel kemoterapi yerine metronomik kemoterapi isimli bir yöntemi önerebilir. Bu yöntemde geleneksel kemoterapiden ziyade günlük olarak daha düşük dozlarda kemoterapi uygulaması gerçekleştirilir.
Tümörün geniş bölgelere yayıldığı tespit edildiği taktirde veteriner büyümeyi yavaşlatmak ve kedinin acısını hafifletmek için kemoterapi, ameliyat ve radyasyon tedavisinden oluşan komplike bir yöntemi önerebilir. İlerleme geri dönüşü olmayan bir boyutta ise kanser tedavi edilemeyebilir ancak ilerlemesi yavaşlayacaktır. Hatta ileri düzeydeki hastalarda bu kombinasyon uygulandığında kedinin 2 yıl daha yaşama ihtimali %50’dir.
Hangi hastaların bu tür tümörlere yatkın olduğu veya bu tümörlerin gelişimine neden olan olayların tümü henüz bilinmiyor. Bu nedenle en iyi tedbirlerin başında kedinizin hangi hastalıklara karşı aşılanması gerektiği konusunda bilinçli kararlar vermek ve aşılamayı dikkatli bir şekilde takip etmek gelmektedir. Aşıyla ilgili takibin yapılması ve kedinizin sağlık durumunun kontrolü için veterineriniz tarafından kedinizin düzenli olarak takibinin yapılması faydalı olacaktır.
Kedilerde yumuşak doku kanserinin belirtileri arasında en sık görüleni yumru veya kitledir. Eğer kedinizin vücudunun herhangi bir noktasında bir süredir ortaya çıkmış bir yumru ya da kütle fark ederseniz bu, kedinizi veterinere götürüp muayene olmasını sağlamak için yeterli bir sebep olacaktır.
Sarkomların nedenleriyle ilgili net bir liste yayınlamak mümkün değildir ve bu nedenle bunun bulaşıcılığı hakkında da kesin konuşmak doğru olmayacaktır.
Uygun bir tedavi uygulandığı taktirde ortalama yaşama süresi 6 ile 12 ay arasındadır.
Tedavi edilmediği taktirde lenf bezlerine yayılabilir; akciğerler, kalp ve diğer organları etkileyerek ölümcül olabilir.
2. ve 3. evredeki sarkomlar yayılma ve büyüme hızı fazla olan bir kanser türüdür.
Sarkomlar kötü huylu veya iyi huylu olabilir.
Sarkomlar kedilerdeki kanser türleri arasında kedileri %7 oranında etkilemektedir.
Yorum & Görüşünüzü Bildirin.
Yorumlar