Bilinen bir gerçek var ki, kediler sahiplerine aynı şekilde duygusal bir bağlılığa sahip olmamalarıdır. Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kediler köpeklere kıyasla sahiplerine karşı çok daha az gerçek sevgi hissederler.
İçindekiler
İngiltere’de bulunan Lincoln Üniversitesi’ndeki veteriner araştırmacısı Daniel Mills, her ne kadar bir kedi delisi olsa da Hayvan Davranış Kliniği bünyesinde yaptığı deneysel çalışmalar sonucunda, kedilerin sahiplerini köpekler kadar sevmediğini gözler önüne seriyor. Odadan ebeveynin çıkması ve daha sonrasında geri döndüklerinde küçük dostunuzun verdiği tepkiyi ölçen bir deney hem köpekler hem de kediler üzerinde denendi.
Buna klasik çocuk psikolojisi deneyi derler ve çocuğun ailesi ile bir araya geldiğindeki davranışları gözlemlenir. Köpeklerin sahiplerine daha fazla bağlılık gösterdikleri görülürken, kedilerin ise bir o kadar ilgisiz kaldığı gözlemlenmiştir. Sahipleri yanlarından ayrıldığında ve geri geldiklerinde tepkisiz oldukları aşikar şekilde görülmüştür.
Bir diğer deney ise iki Japon araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiştir. Toplamda 20 kediyi birer birer alarak, üç farklı kişinin isimlerini söylediği kayıtları dinlettiler. Bu kişilerden ikisi farklı biri ise sahipleriydi. Kediler isimlerini duyuyorlar fakat umursamıyorlar. Kulak ve kafa hareketleri yapsalar da hiçbiri miyavlamamış veya sesin yakınına dahi yaklaşmamıştır.
Peki kediler neden böyle davranıyorlar? Bu sorunun cevabını araştırmacılar evrimsel tarih ile açıklanabileceği söylüyorlar. Köpekler bundan yaklaşık 15 bin yıl önce evcilleştirilirken kediler ise 9 bin 500 yıl önce evcilleştirilmişlerdir. Köpekler insanlar tarafından hayvanları koruması ve gütmesi amacıyla seçilerek evrimleştirilirken, kedilerin kendilerini seçtikleri ve insanların tahıl depolarınıa dadanan fareleri avlamak için vakit ayırdıkları düşünülüyor. Hal böyle olunca köpeklerin insan sesine yanıt verme konusunda daha duyarlı olduklarını gözler önüne seriyor.
Kediler sahiplerine hırıltı çıkartır, bacaklarına sürtünür ancak bu sevgi gösterisi sanılan davranışları farklı hedeflere ulaşmak adına yaparlar. Örnek vermek gerekirse; çoğu kedi bulunduğu ortama biri girdiği zaman sahibinin bacağına sürtünür. Genellikle bu sevgi davranışı olarak yorumlansada, araştırmacılar bunun kokularını yayamak amacıyla yaptıklarını söylerler. Diğer bir tanımlamayla bölgelerini işaretlerler.
Bu hareketler sizin için farklı anlamlar çağrıştırıyor olsa da, 2009 senesinde yapılan bir çalışmada iki tip 10 farklı kedinin hırıltı sesleri kaydedilmiştir. Sussex Üniversitesi’nde araştırmacılar bu hırıltıların, yemek ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. Bilhassa yemek için çıkardıkları ses, aynı bir bebeğin ağlamasına benzeyecek şekilde 220 ila 520 hertz frekans artışına sahipti. Çalışmaya katılan insanlar bu mırıltı seslerinin aciliyet gerektirmediğini söyleyerek, daha hoş bulduklarını dile getirmişlerdir.
Araştırmacılar, kedilerin insanların ebeveynlik içgüdülerine hitap edecek şekilde mırıldanmaları gerektiği konusunu çözmüş durumdalar. Bunu her zaman yapmazlar, yalnızca yemek istedikleri zaman yaparlar ve istedikleri neticeye varacaklarını bilirler. Mills’in kanıtladığı bir durum varki o da; birçok kedinin insanlar tarafından sevilmekten hoşlanmadıklarıdır.
2013 senesinde yapılmış olan çalışmada, birden fazla kedi ile aynı evde yaşamanın kötü bir düşünce olup olmadığını çözümlemek için kedilerin stres hormonlarının seviyelerini ölçtüler. Okşanmaya izin veren kedilerin, izin vermeyen kedilere kıyasla daha yüksek stres seviyelerine sahip oldukları ve yalnızca kaçtıklarını bulmuşlardır.
Bu imaj aslında, köpekler sahiplerinden ilgi beklediği ancak kedilerin yalnızca canları istediği zaman sahipleri ile yakınlık kurmalarından gelmektedir. İnsanlardan daha az ilgi beklemeleri onları nankör yapmaz elbette. Köpekler çok uzun zaman önce insanların hayatlarına ve evlerine girmiş olup kedilerin ise tamamıyla birer evcil hayvan olduğu söylenemez. Kediler buldukları yiyecekleri hemen yerler fakat köpekler yiyeceklerini saklama ihtiyacı duyarlar. Kediler anlık hareket ederek, agrasif davrandıklarında insanlar bunu nankörlük ile yorumlarlar. Kedinin doğası gereği yaptığı bir takım davranışlar, nankörlük olarak değerlendirilmemelidir.
1970 senesinde ebeveyn ile çocuk arasındaki bağı ölçmek amacıyla Oregon Devlet Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan bu çalışma, kediler üzerinde denenmiştir. 108 kedi üzerine yapılan çalışmanın sonucunda, onların nankör veya sadık olmadığı görüşü gerçeği yansıtmamıştır.
Bu kediler içinden 70 yavru kedi, sahipleri ile beraber bilmedikleri bir odaya 2 dakikalığına bırakılmışlar. Akabinde sahipleri yine 2 dakikalığına dışarı çıkarılmışlardır. Araştırmacılar, bu süre zarfı içinde kedilerin 64,3’ünde güvenli bağlanma görüldüğünü söylemişler. Bu kedilerin sahipleri odaya geri döndüğü zaman rahatladıkları ve etrafına daha fazla ilgi gösterdikleri tespit edilmiştir. Diğer kedilerin ise stresli olmaya devam ettikleri, bazılarının daha çok sırnaştığı ve bazılarının ise sahiplerinden kaçtığı görülmüştür.
Bu araştırma insanlar üzerinde yapıldığında çocukların % 65’inin güvenli bağlanma belirtisi gösterdiği, köpeklerin % 58’inin güvenli bağlanma belirtisi gösterdiği ve kedilerin ise 64,3’ünün güvenli bağlanma belirtisi gösterdiği sonucuna varılmıştır. Bu oranlara bakılırsa kedilerin nankörden ziyade, köpeklerden daha fazla sadık olduğu bile söylenebilir.
Pek çok kedi sahibinin en merak ettiği konulardan biri olup cevabı kesinlikle evettir. Kediler sahiplerine karşı sevgi beslerler. Yalnıca köpeklere kıyasla biraz daha az kaldığı söylenebilir.
Genellikle kedilerin sevgilerini göstermeyen bencil canlılar olduğu söyleniyor. Böyle görünmesinin sebeplerinden biri sahipleri eve döndüğü zaman köpekler kapıya gelip sizi selamlarken, kediler bu durumda bir şey yapmıyormuş gibi gözükürler.
Yorum & Görüşünüzü Bildirin.
Yorumlar