Bu yazımızda, kedilerde rastlanılan polikistik böbrek hastalığı hakkında en merak edilenlere değineceğiz…Kediler de tıpkı insanlar gibi kandaki toksinlerin filtrelenmesine yardımcı olan iki adet böbrekle dünyaya gelirler. Fasulye şeklindeki bu iki organ, kedinizin sağlığı için hayati önem taşımaktadır. Bundan dolayı çoğu böbrek sorunu gibi polikistik böbrek hastalığı da ciddiye alınması gereken önemli bir durumdur. Kedi ebeveynleri, bu hastalığın erken teşhis edilebilmesi adına hangi belirtilerin gözlemleneceğini mutlaka bilmelidir.
İçindekiler
Polikistik “çok sayıda kist” anlamına gelir. Polikistik böbrek hastalığı ise kedilerin böbreklerinde bulunan içi sıvı dolu kistlerle kendini belli eden bir hastalıktır. İçi sıvı dolu olan bu kistler genellikle doğumdan itibaren mevcuttur ve hızlı ya da yavaş bir şekilde büyürler ve çoğalırlar. Mevcut kistler büyüyüp çoğaldıkça böbreğin sağlıklı dokularına baskı yaparlar ve işlevini bozarlar. Akabinde böbrek hasarı meydana gelir. Polikistik böbrek hastalığında böbrekte birden çok kist olabileceği gibi sadece büyük bir kistin varlığı da söz konusu olabilir.
Kediler genellikle yedi yaşından sonra PKD ( polycystic kidney disease) belirtileri göstermeye başlayacaktır. Fakat hastalığın geni, doğum esnasında yeni doğanlara aktarıldığı için bu belirtiler, yaşamlarının herhangi bir diliminde de ortaya çıkabilir. Kistler çoğunlukla büyüyerek böbrek yetmezliğine sebep olana kadar veya karında şişkinlik oluşturana kadar herhangi bir belirtiye sebep olmazlar. Bu yüzden hastalığın erken aşamalarında kediler gayet sağlıklı gözükebilirler. Hastalığın belirtileri spesifik olmamakla birlikte en yaygın belirtileri şu şekildedir:
Polikistik böbrek hastalığının belirtilerini diğer böbrek hastalıklarından ayırt etmek neredeyse imkansızdır. Bu doğrultuda, mevcut bulguların uzman veteriner hekim tarafından değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Sıklıkla idrara çıkma, iştahta azalma, kilo kaybı, kusma, yüksek tansiyon, hematüri (idrarda kan) ve genel uyuşukluk gibi bulgular, PKD belirtisi olabileceği gibi başka hastalıkların da habercisi olabilir. Bu yüzden kedinizde fark edeceğiniz herhangi bir anormallikte mutlaka veteriner hekiminize başvurmalısınız. Yapılan fiziksel muayene ve radyografik görüntülemeler sonucunda PKD şüphesi olan hastalara yapılan ultrasonografik görüntüleme sonucunda PKD teşhisi konabilir.
Kedilerde meydana gelen polikistik böbrek hastalığı kalıtsal nitelikte olduğu için doğum yoluyla kediden kediye geçmektedir. İran kedilerinin yaklaşık yüzde 40’ında bu tip böbrek hastalıklarına rastlamak mümkündür. İran ırkı dışındaki kedilerde ise bu hastalık pek yaygın değildir. Polikistik böbrek hastalığının oluşumunda, PKD1 adı verilen mutasyonlu bir gen rol oynamaktadır. Bu gen mutasyonunun nedeni ise henüz net bir şekilde bilinememektedir. Böbrek kistlerinin oluşmasında genetik, endojen veya çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülmektedir. Bunların yanında çeşitli ilaçların kullanımı da (difeniltiyazon, difenilamin, uzun etkili kortikosteroidler) PKD’ye sebep olabilmektedir. PKD, nadiren olsa da bir enfeksiyon sonucunda meydana gelebilmektedir. Bakteriyel enfeksiyon durumları ile karşı karşıya kalmamak için kullanılan antibiyotiklerde duyarlı olunmalıdır.
Polikistik böbrek hastalığını teşhis etmenin en güvenilir yolu ultrasonografi, radyografi ve ürogramdır. Ultrasonografi yöntemi ile kedinizde polikistik böbrek hastalığı olup olmadığı %97 – 98 oranında anlaşılabilir ve bu yöntem kediniz için herhangi bir risk teşkil etmez. Bazı kistler fiziksel muayene esnasında hissedilebilse de kesin teşhis için ultrasonografi yöntemi şarttır. İran kedisi ya da diğer egzotik ırkta bir kedi besliyorsanız, 6 – 12 aylık zaman dilimlerinde düzenli bir şekilde check up yaptırarak hastalığın erken teşhis edilmesini sağlayabilirsiniz.
Bu hastalığın maalesef kesin bir tedavisi yoktur. Uygulanan tedavilerin çoğu semptomları kontrol altına alma amaçlıdır. Tedavi planı ve kedinin sağlık durumu, hastalığın hangi evrede tespit edildiğine bağlı olarak değişkenlik gösterecektir. Tedavi alternatifleri arasında antibiyotikler, antienflamatuarlar, omega-3 yağ asitleri, ağrı kesiciler, iştah açıcılar, sıvı tedavisi, diyet planları vb. yöntemler yer almaktadır. İçi sıvı dolu kistlerin boşaltılması da mümkündür. Bu uygulama ağrıyı azaltarak ve böbrek üzerinde bulunan baskıyı azaltarak böbrek fonksiyonun geri kazanılmasını kistler tekrardan oluşana dek sağlayabilir. Ancak bu yöntem de her kist yapısında uygun değildir. Oluşabilecek böbrek yetmezliği için de tedavi oluşturması gerekir. Ultrason ve kan tahlili gibi tetkiklerle vakanın nasıl ilerlediği gözlemlenebilir ve hastalığın durumuna göre tedavi planı yeniden şekillendirilebilir.
Kedilerde polikistik böbrek hastalığını önlemenin en iyi yolu, seçici üremedir. İran kedilerinin ve bu hastalığa yatkın diğer ırkların PKD1 riski göz önüne alınmalı, bu konudaki gerekli sağlık taramaları üreme öncesi mutlaka yaptırılmalı ve bu gene sahip olan kediler yetiştirilmemelidir. Ancak bu uygulamanın yan etkisi olarak istenmeyen başka kalıtsal hastalıkların oluşmasına sebep olabilir. Buna ek olarak; İran kedisi gibi genetik yatkınlığa sahip kedi ırklarının böbrek fonksiyonları düzenli olarak gözlemlenmelidir. Kedinizin PKD geliştirmesini önleyemeseniz de semptomları kontrol altına alarak hastalığı yönetebilir, hastalığın ilerlemesini engelleyerek dostunuzun sağlığına olumlu yönde yardımcı olabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Kedilerde böbrek yetmezliği: Teşhis ve tedavi yöntemleri
Yorum & Görüşünüzü Bildirin.
Yorumlar