Eğer bir kedi sahibiyseniz, tarihini ve nereden geldiklerini merak ediyor olabilirsiniz. Evde birlikte oyunlar oynadığınız, kucağınızda yatırıp sevdiğiniz en yakın dostunuz olan kedilerin aslında nereden geldiklerini ve nasıl bir evrim geçirdiklerini biliyor musunuz? Pek çok insan kedilerin kökenleri hakkında bilgi sahibi değildir. Yaptığı davranışlara belki mantıksal anlamlar getirebiliyosunuz ancak belgelere dayalı kesin bilgi sahibi değilsiniz. Bu makalemizde, kedilerin köklü tarihine ve vahşi bir türken evrilme süreçlerine tanık olabileceğinizi gözler önüne seriyoruz;
İçindekiler
Felis catus yani kediler, etobur memeliler olarak adlandırılıyor olup Felidae familyasında evcilleştirilmiş olan tek türdür. Kediler ev kedisi, çiftlik kedisi veya vahşi kedi olarak nitelendirilirler. Çiftlik kedileri, insanlar ile yakınlık kurmaz ve serbest şekilde değişirlerken, ev kedileri insanlar ile olan bağları ve kemirgen avlama becerileri ile bilinirler. Pek çok kedi kurum ve kuruluşları tarafından 60 kedi ırkı resmi olarak kayıtlara geçmiştir.
Anatomik yapısı diğer kedi türleri ile kıyaslandığında benzer olduğu görülmektedir. Hızlı refleksler, küçük avları öldürmek üzere tasarlanmış pençeler ve keskin dişler bunlardan bazılarıdır. Gece görüşü ve koku alma duyusu hayli gelişmiş olup hırıltı , titreme, tıslama ve inleme gibi kendine has beden diline sahiptirler. Vahşi bir kedi sabah ve özellikle geceleri avlanma konusunda başarılıyken, kediler sadece fare gibi küçük kemirgenlerin çok zayıf veya yüksek frekanstaki sesleri iyi algılama konusunda iyilerdir.
Dişi evcil kediler, genelde 2 ila 5 yavru kedi doğururlar. Bu doğurma dönemi ilkbaharda başlayarak sonbaharın sonlarına kadar devam eder. Kedilerin nüfus kontrolleri, kısırlaştırma yapılarak engellenebilir. Aksi takdirde, bilhassa terk edilen kediler dünya üzerinde birçok vahşi kedinin çoğalmasına ve dolayısıyla kuş, sürüngen ve memeli türlerinin yok olmasına yol açmıştır. Yakın Doğu’da M.Ö. 7500’lü yıllarda, kediler evcilleştirilmiştir. Varsayımlara göre, M.Ö. 3100 yıllarında eski Mısır’da kedilere saygı duyulmaya başlanmıştır. Verilere göre, 2021 yılında 220 milyon evcil, 480 milyon da sokak kedisi bulunuyor.
Evcilleştirilmiş olan kedilerin yaygın hale gelmesi ile alakalı DNA analizi çalışması, kedilerin evcilleştirilmesinden önceki yıllarda da insanlar ile beraber yaşam sürdüklerini kanıtlıyor. Bu dönem içerisinde genleri, yaban kedilerinin genlerine oranla çok az değişim göstermiştir. Araştırmacılar tarafından antik Romen kedi kalıntıları, Mısır kedi mumyaları ve modern Afrika yaban kedisi örnekleri incelenerek, son 9 bin yıl içerisindeki 200’den fazla kedi DNA’sı araştırılmıştır.
Günümüzdeki evcil kedilerin ataları, M.Ö. 4400 tarihinde güneybatı Asya’dan Avrupa’ya yayılım göstermişlerdir. Üretimi yapılan ekin ve tarımsal ürünlere dadanan fare ve sıçanları takip ederek insanların yerleşim noktalarına sık uğramaya, 8 bin yıl önceki Bereketli Hilal’de bulunan çiftçilerin çevresinde dolaşmaya başlaması ve akabinde buradaki kemirgenleri avlamasıyla insanlar ile aralarında birbirlerine yarar sağlayan ilişki doğmuştur. başlamışlardır. Mısır’da, Afrika kedilerinden ikinci bir soy meydana gelmiş olup M.Ö. 1500 yıllarından itibaren Akdeniz ve diğer bölgelere yayılmıştır. Neticeye bakıldığında, insanlar kedilerini büyük olasılıkla kemirgenleri deniz ve kara ticaret yollarında kontrol altına alması için taşıdıklarına işaret ediyor.
Dünya üzerindeki en yaygın evcil hayvan olan kediler, insan uygarlığının başlangıcından itibaren varlıklarını devam ettiriyorlar. Kedilerin insanlar ile olan ilişkileri, son 10 yıl içerisinde daha da büyüyüp gelişmiştir. Afrika’dan başlayarak evcil bir ev kedisi olma yolculuğu dünya üzerinde de hemen hemen her noktaya çıkıyor.
Kediler evcilleştirilmeye Orta Doğu’daki bazı bölgelerde, Pakistan’daki İndus Nehri Vadisi bölgesinde ve Çin’deki Sarı Nehir Vadisi’nde yapılan çiftçilik ile başlamıştır. Tahıl yetiştirilen bu yerlere, kemirgenler gelmeye başladıkları zaman kedilerde doğal habitatlarından ayrılarak, insan uygarlıklarına gelmişlerdir. Hal böyle olunca kediler kemirgenleri, yerleşim bölgelerinden uzak tuttular ve insanlar bu sayede ekinlerini yetiştirip depolama fırsatı yakaladılar. Her iki taraf için yarar sağlayan bu durum, kedilerin insanlar arasında yaşamalarına sebebiyet vermiş. Kediler böylelikle evcilleştirilmeye başlanmıştır.
Yazımızın bu bölümüne kadar geldiyseniz, kedilerin tarihi hakkında yeteri bilgi edindiğinizi ve vahşi kökleri hakkında gereken tüm detaylara ulaştığınızı varsayıyorum. Peki sıra neye geldi derseniz, bu durumun kedilerin sahip oldukları özelikleri nasıl etkilediğine değineceğiniz. Günümüzde dahi evcil kedinin DNA’sı kaplanlar ile % 95 oranında benzerlik göstermektedir. Vahşi türdeki atalarından pek çok içgüdüyü miras almışlardır. Kalıtsal içgüdülerden bazılarını aşağıda sıraladık:
Yukarıda bahsini ettiğim üzere eski Mısır’da kedilere saygı duyulurdu ve bu da belgeler ile desteklenir niteliktedir. Bilim insanları Beni- Hassan’da 300 bin kedi mumyasının bulunduğu bir kedi mezarlığı keşfettiler. Mısırlı bir aşk tanrıçası olan Bastet, bir kedi kafasına sahipti. Böylesine saygı duyulan kedileri öldürmek, Mısır’da ölüm cezası demekti. Yine aynı şekilde Antik Romalılar’da özgürlüğü sembolize eden kedilere aynı şekilde saygı duyuyorlardı. Fakat, orta çağ Avrupa’sında bir takım sebeplerden dolayı kediler şeytanlaştırılmıştır. Bunun sebebi ise cadı ve şeytanlar ile ilişkilendirilmeleriydi. Hatta ne yazıktır ki, pek çoğu da kötülüğü yok etmek için öldürülmüşlerdir. Günümüzde durum böyle değil elbette. Çizgi roman ve televizyon showlarının bir numaralı yüzü olan kediler, 90’lı yılların ortalarına gelindiğinde kedi sektörü milyar dolarlık bir endüstriye dönüşmüştür.
Genetik analiz sonucundai modern zamanın kedilerinin DNA’sının n Felis sylvestris lybica’nın ile hemen hemen aynı olduğunu ve bu tür sayesinde evcil kedilerin meydana geldiğini kanıtlar niteliktedir. Diğer kedilerden ise Avrupa Yaban Kedisi (Felis sylvetris) ve Orta Asya ve Güney Afrika yaban kedileri ( Felis ornata ve Felis cafra) alınan DNA’lar somucunda farklı kümeler oluşmuştur. Felis sylvestris lybica hala hayattadır. Tüyleri daha hafiftir ve evcil tekir kedileri ile benzer görüntülere sahiptirler. Yalnız gece avcıları olan bu kediler, kemirgenlerin yoğun olmaması sebebiyle daha geniş alanlara yayılmışlardır. Farklı tür kedilerin kendi aralarında doğal koşullar ile çiftleşmezler. Yapay olarak gerçekleşsede, çoğu yavru kısırdır.
Yapay çiftleşme olarak aslan ve kaplan gibi kedi türleri çiftleştirilebilir. Fakat yaban kedisi ile evcil kediler yakın temas içerisinde olduğundan çiftleşme becerlerini korurlar. Bu tamamen doğal şekilde meydana gelirken, yavrular da gayet sağlıklıdır. Vahşi ve sokak kedilerinin yerli yaban kedileri ile çiftleşmesiyle ciddi sorunları beraberinde getirerek, genetik olarak farklı safkan vahşi kedi nüfusunun azalmasına sebebiyet vermiştir. Evcil kediler 1782 senesinde Felis catus olarak sınıflandırılmış olup hala da aynı şekilde nitelendirilmeye devam edilmektdir. Ancak buna karşılık olarak bazı araştırmacılar evcil kedinin yaban kedisinin bir alt türü olarak sınıflandırılması gerektiği yani Felis sylvestris catus olarak anılmasını uygun gördüler.
Kedilerin tarihini araştırmak hem merak uyandırıcı hem de kedinizin sağlığı için etki eden bir durumdur. Bir kedi sahipleniyorsunuz ve o artık ailenizden biri oluyor. Tüm sorumluluğu sizde olduğu aşikar. Bunun yanı sıra onun hakkında daha detaylı bilgi edinmek sizleri etkileyebilir. Üstelik tüm bilgilere ulaşabilme olanağınız varken… Dünya üzerinde 8 ila 10 farklı ırkın nüfusundan kediniz olduğunu kanıtlayabilecek DNA soy testi diye bir şey de var. Kedinizin hangi cins ile akraba olduğunu öğrenebilirsiniz. Aynı zamanda, dünyadaki çoğu veterinerlik kurumları, genetik mutasyonları tanımlayabilmek ve birtakım hastalıkları ortadan kaldırmak için genom dizilimi kullanıyorlar. Hatta öyle ki bazı genetik laboratuvarlar, kedilerin bilgileri ile insan tıbbına yardımcı olabileceklerini dahi düşünüyorlar.
Panthera gombaszoegensis, bundan tam 1,95 ila 1,77 milyon yıl önce Avrupa’da yaşayan en eski panter kedisi olarak biliniyor.
M.Ö. 4400 yıllarında güneybatı Asya’dan Avrupa’ya yayılan kediler bundan 8 bin yıl önce Bereketli Hilal’de çiftçi topluluklaarının çevresinde gezinmeye başlamışlardır. Böylelikle kemirgen avlamaya başlayak, insanlar ile çıkar ilişkisi kurmuşlardır.
Evcilleştirme sürecinde kediler büyük oranda değişim göstermezler. Görünüşleri ve bilhassa davranışları ataları olan yaban kedileri ile büyük benzerlik gösterir. Vahşi doğada en iyi şekilde hayatta kalabilirlerken, çoğu da bu hayata geri dönerler.
Yakın Doğu Neolitik dönemde Bereketli Hilal’de ve Klasik dönemde eski Mısır’da ortaya çıkan Felis silvestris lybica isimli yaban kedilerinden gelmektedir.
Eski Mısırlıların, kedileri 4 bin yıl önce evcilleştirmiş olabilecekleri varsayılmaktadır.
Afrika yaban kedilerinden türeyen ve kemirgenleri avlamaları için kullanılan evcil kediler, 4 bin belki de daha fazla süre önce Mısır’da ortaya çıkmıştır. Hastalıkları korumak ve bitkileri azaltmak için yarar sağlayan kediler Mısır’da kutsal canlılar olarak saygı duyulmaktaydı.
Günümüz kedilerinin DNA’sı incelendiğinde Orta Doğu yaban kedileri ile benzerlik gösterdiği görülmüştür. Bu zaman zarfı içinde bilim adamları evcilleştirme evresinde ortak noktaların olduğunu savunmaktadırlar.
Yorum & Görüşünüzü Bildirin.
Yorumlar