Sevimli suratları ve yumuşak tüyleri ile kediler tutmak ve kucağa almak için harika hayvanlardır. Ancak kediler kararsız ve başına buyruk kişilikleri ile tanındığı için bazen yabancıların yanında korkabilirler ve bazen de iyi tanıdıklarının sevgisi konusunda şüpheye düşebilirler. Bu yüzden bir kediyi sinirlendirmekten, korkutmaktan ya da incitmekten kaçınmak için onu doğru bir şekilde almak ve tutmak fazlasıyla önemlidir. Peki bir kedi nasıl tutulur? İşte tüm detaylar…
İçindekiler
-İlk olarak kedinizin alınmak isteyip istemediğinden emin olun. Bazı zamanlarda kediler alınmak istemeyebilirler. Bu anlamda kedinizin ruh halini okuyabilmek ve anlayabilmek gerekmektedir. Kediniz kızgın ya da korkmuş görünüyorsa, onu kaldırmaya çalıştığınız an sizi çizebilir. Bunu aklınızın bir köşesinde tutmalı ve kedinizin ruh halini okumanın bazı yolları olduğunu bilmelisiniz.
–Kedinizin genel vücut diline bakın ve sizden saklanıyor mu ya da oynamaya geliyor mu gözlemleyin. Aynı yetişkinler gibi bazı zamanlar kedilerin de yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır. Bu nedenle kediniz saklanıyorsa, dikkatinizi istemediğinin ve ilgi görmek istemediğinin bir belirtisidir. Bunun dışında aktif olarak ilgi arıyorsa, miyavlıyorsa, mırlıyorsa ve bacaklarınıza sürtünüyorsa bu sosyalleşmek istediği anlamına gelir. Özellikle size sürtünmesi, bağlanma alışkanlığı olan kokusunu üzerinizde bırakmaya çalıştığını ve karşılığında sizden sevgi beklediğini gösterir.
-Kediler, köpeklerin aksine, kuyruklarını mutlu olduklarında sallamazlar. Yavaş şekilde bir ileri bir geri kuyruk hareketi genel olarak kedinizin bir durumu değerlendirdiği anlamına gelir. Yani kediniz kuyruğunu sallıyorsa, onu tutmak için iyi bir zaman olmayabilir. Kedinizin kulaklarına bakmayı da ihmal etmeyin. Öne bakan kulaklar kedinizin kendini eğlenceli ve mutlu hissettiği anlamına gelir ve bu esnada onu almak için iyi bir zamandır. Kedinizin kulakları arkaya bakıyorsa dikkat etmelisiniz. Arkaya bakan ya da düz kulaklar kedinizi tutmak için iyi bir zaman değildir.
-Bu işlemlerden sonra kedinizin seviyesine kadar çömelmeniz gerekmektedir. Çünkü bir kediyi elinize almaya çalıştığınızda, onun üzerinde yükseliyorsanız bu onu korkutabilir. Kedinizin seviyesine çömelmek, onu kaldırmaya çalışmadan önce ona güven vermenizi sağlar ve aynı zamanda kokusunu kıyafetlerinize ve vücudunuza bırakan ve onu tuttuğunuzda daha rahat hissetmesine yardımcı olan gövdesine sürtünme şansı verir.
-Baskın elinizi kedinizin gövdesinin altına yerleştirin. Bunun için elinizi doğrudan ön bacaklarının arkasına yerleştirmelisiniz. Eliniz doğru yerdeyse, parmaklarınızı yumuşak karnında değil de sıkı göğüs kafesinin altında hissedeceksiniz. Kedinizin alt ve arka bacaklarını desteklemek adına da boştaki elinizi kullanın. Elinizi patilerinin üstünde ve arkasında olacak şekilde arka ayaklarının altına yerleştirin.
-Daha sonra ise kedinizi kaldırın. Ellerinizin doğru yerde olduğundan emin olduktan sonra kedinizi dik duracak şekilde yukarı kaldırabilirsiniz. Kedinizin arka ayaklarının altındaki el ve ön kol, kedinizi desteklemek için bir platform oluşturmalıdır. Kedinize daha fazla destek ve güven vermek için kedinizi göğsünüze doğru çekin.
-Kedilerin boyunlarının arkasında, anne kedilerin yavrularını bir yerden bir yere rahatlıkla taşımak için kullandıkları ekstra deri vardır. Öte yandan yetişkin bir kedinin vücudu fazlasıyla ağır olduğu için, bir kediyi bu şekilde taşımak saç derisine çok fazla yük bindirir. Acil bir durumsa ve kediniz korkuyorsa, onu ensesinden kaldırabilirsiniz. Ancak vücut ağırlığını eliniz ile poposunun altından desteklemeye devam edin. Eğer kedinizi taşımakta zorlanıyorsanız, kedinin vücudunu bir havluya sararakta taşıyabilirsiniz.
-Bir kediyi hızlı hareket ettirmeniz gerekiyorsa kedinizi ovalayın. Bir kedinin gergin olduğu zamanlarda onu ovalamak tırmanlanmanızı önleyebilir. Aynı zamanda kedinize mücadele etmeden ilaç vermeniz ya da vahşi bir kediyi idare etmeniz gerekiyorsa, bir kediyi sırtından tutabilirsiniz.
-Kedinin ağırlığını desteklemek için bir kediyi tutmak oldukça önemlidir. Kedinizin dinlenmesi için bir platform oluşturacak şekilde kolunuzu gövdenize dayayın. Poposunu dirseğinizin iç kısmında destekleyebilirsiniz ve bu şekilde ön patileri elinizin üzerinde durabilir. Kedinizin kucağınızda rahat olduğundan eminseniz onu daha farklı şekillerde de tutabilirsiniz. Bu durum bazı kedilerin kişiliklerine göre değişse de, genellikle çoğu kedi yürürken omzunuzun üzerinde görebilmeleri için patileri omzunuzda olacak şekilde göğsünüzde tutulmayı severler. Diğer kediler ise mideleri yukarda olacak şekilde sırt üstü yatmayı severler.
-Kedinizi tutarken onu evcilleştirmeyi unutmayın. Kedinizi bir kolunuz ile tuttuğunuz zaman diğer eliniz ile de onu okşayın. Bu kısımda yalnızca bacaklarını ve vücudunu desteklemeye dikkat edin. Kedinizi sevmek onu rahatlatacak ve kollarınızda daha rahat hissetmesini sağlayacak. Aynı zamanda kediniz ile sakin bir ses tonu ile konuşmakta oldukça işe yarayan bir durumdur. Hatta kediniz bu şekilde kendini çok rahat hissedeceği için uyuyakalabilir.
-Televizyon izlerken ya da otururken kedinizi kucağınıza almak istiyorsanız, bırakın buna kediniz karar versin. Muhtemelen ya bacaklarınızın arasındaki girintiye yerleşecek ya da kucağınıza kıvrılacaktır. Çocuğunuz da aynı işlemi yaptığında, kediniz onun kucağında mücadele ederse ve aşağı inmek istiyor gibi davranırsa, kediyi hemen bırakmasını söyleyin. Aksi takdirde kediniz çocuğunuzu tırmalayabilir.
-Kediniz ile takılmanız bittiğinde onu nazik ve güvenli bir şekilde yere bıraktığınızdan emin olun. Kedinizin patileri yere değecek ya da yere yakın olacak şekilde eğilin ve ön patilerini yere koyun, kollarınızdan çıkarken poposunu destekleyin ve ellerinizi yavaşça serbest bırakın. Zaten kediniz işin çoğunu elinizden atlayarak yapacaktır.
-Kedilerin sosyalleşmesi 12 haftalık olduklarında başlar ve bu yaştan sonra bir kediyi kucakta tutulmaktan zevk alacak şekilde eğitmek daha zor olur. Bu yüzden bir kedinin yaşamının ilk haftalarında, insanlar tarafından tutulmaktan zevk alması gerektiğini öğretmek daha iyi bir sonuç verir. Yaşamlarının ilk haftasında yavru kedileri aşırı kullanmaktan kaçının yoksa anneleri üzebilir ve onları reddedebilir. Eğer anne sizin varlığınıza aldırmıyor ya da aktif olarak yavrularını fark etmeye teşvik ediyor gibi görünüyorsa, günde birkaç kez yeni doğmuş yavru kedileri tutabilir ve evcilleştirebilirsiniz. Bunu yapmak yavru kedilerin gözlerini daha erken açmasına ve daha erken keşfetmeye başlamasına yardımcı olur.
-Yavru kedileri göğüslerini ve bacaklarını destekleyerek teker teker yavaşça kaldırın ve iki eliniz ile dikkatlice tutun. Ardından tekrar aynı yere koyun. Bu işlemi yavru kediler çok küçükken (iki hafta kadar) günde birkaç dakika boyunca yapabilirsiniz.
-Anne kedinin yavrularını tutarken verdiği ipuçlarını dikkatlice izleyin ve iyice gözlemleyin. Kediler kişiliklerine göre çok koruyucu olabilirler. Bu nedenle onu gereksiz strese sokmamalı ve sizi bebekleri için bir tehdit olarak görmesini engellemelisiniz. Anne kedi aşırı koruyucu görünse de, yavru kedilerin sosyalleşmesi için onları ilk günlerde elinize almanız oldukça önemlidir. Endişesini azaltmak için yavru kediler ile etkileşiminizi, anne kedinin odanın dışında olduğu zamanlara göre ayarlamaya çalışın.
-Yavru kediyi günde en az bir kez tutmak, alışkanlık kazandırır, bağlanmasını sağlar ve sevgisini güçlendirir. Beş dakikaya kadar yavru kediyi nazik ve huzurlu bir şekilde tutun. Sert oyunları oynamaya teşvik etmeyin ve ısırarak ya da tırmalayarak ellerinizi oyuncak gibi kullandırmayın. Bu ellerinizi tutmak ve okşamak yerine kötü bir alışkanlık kazandırır ve büyüdüğünde oynaması daha zor olabilecek alıngan bir kedi yaratabilir.
-Tıpkı insanlarda da olduğu gibi çoğu kedi yabancıların yanında gergindir ve yeni birinin yanında rahat olması zaman alabilir. Onlara dokunmadan ya da tutmaya çalışmadan önce sizi tanımalarına izin verin ve rahatlıklarına saygı gösterin. Yabancı bir kediye dokunmadan ya da onu tutmadan önce zaman ayırmak, onun kişiliğini ve onu tutmanın güvenli olup olmadığını değerlendirmek adına biraz zamana ihtiyacınız vardır.
-Bir kediyi tanımıyorsanız, ilk olarak onu vahşi bir hayvan olarak düşünün. Bir kedinin arkadaş canlısı olup olmadığını ya da bulaşıcı bir hastalığı olup olmadığını anlamanın yolu olmadığı için bir neden bulana kadar her konuda dikkatli olmanızda fayda var. Bir kedinin sahibi yakındaysa, kediyi almadan önce kedinin dokunulmaktan ya da sarılmaktan hoşlanıp hoşlanmayacağını sorun. Bu noktada tamamen arkadaş canlısı bir kedi de olsa, eğer sahibi dokunmanıza izin vermiyorsa sahibinin bu isteğine saygı göstermeniz gerekmektedir.
-Ani hareketler arkadaş canlısı bir kediyi bile korkutabileceği için önce çömelin ve yatıştırıcı bir ses tonu ile onunla konuşun. Doğrudan göz temasından kaçının çünkü bunu bir tehdit olarak görebilirler. Ardından yavaşça elinizi kediye doğru uzatın ve kedinin size doğru gelmesine izin verin.
-Sahibi olmayan bir kediyi zapt etmeye ya da tutmaya çalışmak her zaman iyi bir fikir olmayabilir. Bu durum kedi için stresli olurken, sizin için de tehlikeli olabilir. Çizilebileceğinizi ya da ısırılabileceğinizi unutmamalısınız! Sadece çizikler ve ısırıklar size zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda yabancı bir kediden bulaşıcı bir hastalıkta kapabilirsiniz. (ısırık ya da çizik bölgesinde enfeksiyon, kedi tırmığı ateşi ve kuduz gibi hastalıklar…)
-Yabancı bir kediyi kendi güvenliği için tutmanız gerektiğinde ensesinden tutabilirsiniz. Kedinin kafatasının hemen altındaki fazla deriyi nazik ama sıkı bir şekilde sıkın. Kedi zorlanıyorsa, vücudunu havluya sarmak için eliniz ile poposunun altından vücut ağırlığını desteklediğinizden emin olun.
-Kediler 12 haftalık olduklarında sosyalleşirler ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi o yaştan sonra bir kediyi kucaktan zevk alacak şekilde eğitmek oldukça zordur. Yavru kedi gibi muamele görmeyen kedilerin, yetişkin olarak kucakta tutulmaktan hoşlanmaları çok mümkün değildir. Bu nedenle bir kedinin yaşamının ilk haftası, kucaktan zevk almasını öğretmek için en ideal zamanlardır.
-Bazı kediler kişiliklerinden dolayı kucakta tutulmaktan hoşlanmasalar bile bir ödül alacaklarını bildiklerinde bunu kabul edebilirler. ”Tut” kelimesini söyleyin ve elinizi kedinizin yanına koyarak onun sakin kalması ve hareketsiz kalması için eğitin. Kediniz hareketsiz kalırsa ”iyi” kelimesini söyleyin ve küçük bir kedi mamasıyla ya da kafasını veya çenesini okşayarak ödüllendirin.
-Kediniz hareketsiz durmakta rahat olduğunda, kedinizin yanına diğer elinizi getirin ve midesinin altına nazikçe bastırın ancak ayaklarını yerde bırakın. Eğer kediniz bu şekilde de hareketsiz kalmaya devam ederse ”iyi” diyerek yine bir ödül verin. Son olarak yine ”tut” kelimesini söyleyin ve bu sefer gerçekten kedinizi kaldırın. Eğer kediniz mücadele etmiyorsa, göğsünüzde güvenli bir şekilde tutarken onu ödüllendirin. Bu işlemi birkaç gün boyunca günde birkaç kez deneyin. Bundan sonraki davranışını, baş kaşıma gibi muameleler dışındaki yollar ile güçlendirin.
-Öte yandan kedilerin cezalara karşı kötü bir tepki verdiğini unutmayın. Cezalar genellikle geri teper ve daha ürkek bir kedi yaratır. Bir kediyi cezalandırmak sadece kaçmasına ve saklanmasına neden olmaz aynı zamanda onu tutmanızı da zorlaştırır. Ayrıca bir kediyi cezalandırmak hastalıklara ve strese yol açabilir. Ceza vermek yerine kedinizi olumlu pekiştirme, sabır ve en sevdiği kedi muamelesi ile eğitin.
Her kedinin farklı olduğunu ve bazı kedilerin kucaklanmayı hiç sevmediğini bilmelisiniz. Buradaki en önemli şey kedinizi tanımaktır. Kedinizi tuttuğunuzda ağırlığını desteklediğinizden emin olun ve ön bacaklarının altında elinizi tutmayın ve boynunu kaşımayın.
Kediniz sarılmak istemediğinde onu tutmak tabii ki kötüdür. Kuyruğun sallanması ya da düz kulakların olması endişe belirtileri olduğu için bu hareketlere dikkat etmelisiniz. Kedinizde bu belirtileri fark ederseniz, onu tutmaktan vazgeçin.
Yetişkin bir kediyi, özellikle de fazla bir kilolu kediyi, tek başına sırtından tutmak iyi bir fikir olmayabilir. Kediyi dizginlemeniz gerekiyorsa, ağırlıkları bir masa yardımı ile desteklenirken patilerinden tutabilirsiniz.
Bu durum her kediye göre değişmektedir. Kedi sarılmayı seviyorsa ve sarılmaya alışmışsa bunu yapmaya devam edebilirsiniz. Bunun yanı sıra pek çok kedi de kucaklanmayı sevmez ve bunu size tıslayarak, kuyruğunu sallayarak ya da kulaklarını düzleştirerek belli eder.
Kediler genel olarak kucaklanmayı ve sarılmayı sevmezler. Özgürlüklerinin kısıtlanmasına izin vermezler. Ve böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda onların mücadele ettiğini ve kollarınızdan kurtulmaya çalıştığını gözlemleyebilirsiniz.
Bir kediyi doğru yaptığınız sürece bebek gibi tutabilirsiniz. Onu doğru şekilde taşımak, hem fiziksel tekniği kullanmak hem de bunu yapmak için kedi ile duygusal ilişkiyi paylaşmak anlamına gelir.
Doğru yaptığınız sürece kediler tutulmayı severler. Pek çok kedinin mesafeli olduğu bilinse de, insanların sevgisini memnuniyetle karşılarlar. Ve kedinizi okşamak veya kucağınıza almak, ikiniz arasında sevgi dolu bir ilişki kurmanıza da yardımcı olur.
Yetişkin bir kedi, sevginizi kabul etmekte zorlanabilir. Çünkü bu onlar için doğal olmayabilir. Tutulmak kısıtlayıcı bir eylemdir ve kediler de özgürlüklerini seven hayvanlardır. Kısıtlandıklarında kendilerini tehdit altında hissederler ve bu yüzden kaçmak isterler.
Kediniz huzursuzsa ya da alınmasından rahatsızsa, bu davranışsal ya da tıbbi bir durumdan kaynaklı olabilir. Öte yandan kediniz acı çektiği ya da fiziksel rahatsız olduğu için elle tutulmaktan veya kucağa alınmaktan hoşlanmayabilir. Özellikle bu davranışın yeni olduğunu düşünüyorsanız, kedinizi veterinere götürmeli ve altında yatan herhangi bir tıbbi sorunu ortadan kaldırılmasını sağlamalısınız.
Kediniz güvende hissettiren sıkı ve sabit bir tutuşu sever ancak sıkılmış ve kapana kısılmış gibi hissetmek istemez. Bu yüzden tutuşunuzu çok sıkı yapmadığınızdan emin olun. Ayrıca kediniz aşağıya inmek isterse direnmeyin ve onu özgür bırakın.
Yorum & Görüşünüzü Bildirin.
Yorumlar